Cambridge ilk okullarını Aram'ın gittiği oku üzerinden müşahedeye devam ediyorum. Okullar kendi aralarında farklılıklar gösterseler de şahit olduklarımı bir örnek olarak muhafaza etmede fayda görüyorum.
Nasıl oluyor da oluyor? Kalabalık bir heyetin karşısında, heyecan seviyesinin yükseklerde olabileceği bir şart ve ortamda nasıl böyle esprili böyle rahat ve böyle kendinden emin kekelemeden konuşabiliyor bir genç.
Bugün üyesi olduğum bir sosyal medya grubunda çocuklara kitap okumaya başlama zamanı ve şekline dair yöneltilen bir soruya cevaben verdiğim bilgileri burada da kayıt altına almak istedim. Soru; çocuklarınıza ne zaman kitap okumaya başladınız, hangi kitapları niçin tercih ettiniz, şeklindeydi. Benim cevabım ise şöyle oldu:
Çocukların artık pokemon karekterlerini gördükleri ağacın meşe mi çınar mı, önlerine çıkan hayvanın geyik mi çakal mı olduğunu ayırt etmekten daha iyi tanıdıkları bir zamanda yaşıyoruz. Doğrusu büyükler de pek farklı durumda değiller. Bir çok esere imza atmış ödüllü bir yazar olan Dr. Robert Macfarlane çocukların doğayla aralarındaki bu mesafeyi kısaltmayı ümit ederek ilüstratör Jackie Morris ile birlikte enfes bir kitap hazırlamış.
Ani bir kararla İngiltere'nin Cambridge şehrine taşınalı dört gün oldu. Yerleşmeye çalışmakla geçen bu ilk günlerde yoğun bir koşturmaca içerisindeyiz. Neredeyse tamamen düzlük olan şehir merkezi yol iz bilmeyen bizler için güzel bir yürüme imkanı sağlıyor. Bir kaç senedir uzun yürüyüşlere hasret olan zatım için güzel olsa da bu yürüyüşler mini mini kestane şekerlerim Sıddîka ve Salih için çileli ağabeyleri Aram için ise yorucu bir tecrübe.
Balmumu ve kakao yağı karışımı ile kendi yaptığım güneş kremi yirmi yıldır yazları güneş yanığından korunmak için kullandığım tek koruyucu oldu. Çocuklar vesilesiyle bu karışımı bir iki yağ ilavesi ile zenginleştirdim. Karışım bu yeni içerikle çocukların hassas ciltlerini güneş yanığından korumada da başarılı oldu.
Sevgili arkadaşım Kevser Yılmaz nöbetçi blog nâm blogunda tadından yenmez kitap değerlendirmelerine yer veriyor. Son paylaşımlarından olan Başka Bir Yerde Yaşasaydım başlıklı yeni yazısında eser hakkında fikirlerinin yer aldığı bölümün ardından
goodtree montessori bizler için internetten Ramazan faaliyetleri derlemiş. İlk fırsatta başlık olarak bari olsun tercüme edeceğim. Ancak tam zamanı olduğu için de paylaşmadan edemedim.
Ümmü Sana'nin dediği gibi eğer bu listeden istifade ederseniz bir hayır duanızı alırım :)
Malum olduğu üzre mübarek üç ayları yarılamış durumdayız. Tüm yeryüzü sakinlerinin manevi emniyetinin sağlandığı bu aylarda maddi emniyetten uzak olsak da ibadetin tadına doyasıya varmaya çalışıyoruz. Belkide çok ibadet edemiyoruz ama zaten yapmakta olduklarımızın tadı daha bir başka oluyor. İhsan ile dua etmeye çalışıyoruz. Yine de Ramazana yaklaşırken en sık kurduğumuz cümle olan "nerde o eski Ramazanlar" oluyor. Bunda maneviyattan çok çevresel huzur sağlayıcı faktörlerin eksikliği etkin olsa gerek. Zira ne yazık ki diğer dinlerin bayramlarının çevreyi bürüdüğü neşeye Ramazan ve diğer mübarek günlerde müstesna bir kaç bölge dışında artık pek rastlayamıyoruz. Oysa manevi huzurumuzdan yansıyan neşenin dışa taşımını görmeyi ne kadar da hakkediyor Ramazan.
Hayatımda bir çocuğun ailesinin hayatta olduğunu öğrendiğime hiç bu kadar sevinmemiştim. O bombalanmış ev enkazından çıkmış hazin halinin görüntülerinin yaygınlaşmasından duyduğum rahatsızlığı seni Rabbinden sonra en fazla sevecek olanın hayatta olması, kollarında huzur ve şifa bulman duasıyla gideriyordum.
Bir süredir kafamı kurcalayan bir sorum vardı. Hem tecrübî hem de kitabî olarak ehil olduğunu düşündüğüm bir hanım efendiye sordum:
Ben: İkizler artık büyüdü ve ben çalışmalarıma geri dönmek istiyorum. Çocukları ihtiyacım olduğunda babaannelerine bırakıyorum. Ancak kuzenlerinden istemediğim bir takım davranışları öğrenebiliyor, ya da orada yaşına uygun olmayan şeyler izleyebiliyor. Ne yapacağımı bilemiyorum. Ne tavsiye edersiniz?
Bu günlerde hava değişimleri ilgisini çekiyor Kızılkayazade Aram Efendinin... Dün rüzgarın oluşumunu sordu, Anne rüzgar nerden gelir, diye sorarak. Ben de eski hızlı coğrafyacı gezgin hatırlamayıverdim mi birden. Google hazretleri sağolsun...
Bu başlığın altında küçüklerin izlemesi tavsiye edilen yada izlemesinin uygun görüldüğü film listeleri bağlantıları olacak. Bunların içerisinde benim izlemediklerim ve onaylamadıklarım olabilir. Bu tür listeler yine de arayış içerisinde olan için zaman kazandırıcı oluyor. Kendi film değerlendirmelerimi daha sonra ayrıca not düşeceğim.
Büyük oğlum dünyaya geldiğinden kısa bir süre sonra onu kitapla buluşturmanın yollarını arıyordum. Etrafıma sorup soruşturduğumda ise ne yazık ki 0-2 yaş arası kitap tavsiyesi alamadım. Böylece bir pazar beyimle birlikte çok sayıda kitapçının bulunduğu Kadıköy'ün yolunu tuttuk. Kadıköy bizim ilk kitap serüvenlerimizin sahnesi oldu sonraları da.. Uzun aramalar, kitapçıların çocuk kitabı reyonlarının arasında detaylı okumalar sonunda çocuğumuzun ilgisini çekebileceğini düşündüğümüz kitaplardan bir kaç tane aldık. Bu ve benzeri tecrübeler bende oğlumla alakalı yaptığım işler ve aldığım ürünlerin listelerini oluşturma saklayıp paylaşma alışkanlığı geliştirdi. Zira lazım olduğunda hayli sadra şifa oluyor bu listeler.
Çocuk kitaplarına dair diğer paylaşımlarımda daha fazla şahsi düşüncemi yansıtmamla birlikte bu yazının altında sadece tavsiye yahut takip üzerine ulaştığım kitap listeleri ve/veya linkleri bulunacak. Bu listeler tamamıyla şahsi tercihimi yansıtmayabilir. Hatta henüz hepsini okuyamadım da... Ancak çocuk kitaplarına yeni başlayanlar için bu türden listelerin ne denli yardımcı olabildiğini bizzat tecrübe ettim. İstifadeli olmasını ümit ediyorum...
İkizler altı aylık olmamışken üç yaşına girmiş
olan abilerine yeterince vakit ayıramadığım düşüncesiyle ilk defa
yetersizlik hissine kapılınca çocuk doktorları ile istişare etmek
istedim ve sormuş bulundum. Yetmeyiver demez mi. Nasıl, diyen şaşkın
gözlerime baktı ve senin çocuğundan çok daha az bir şekilde ihtiyaçları
karşılanan çocuklar var onları da düşünüyor musun, dedi. Hareketsiz
kalakaldım. Meğer anne olunca ne bencilleşmişim. Onlara da yetmeyi
düşünmedikçe evladına yetme kaygın anlamsız dedi sekiz çocuklu çocuk
doktoru hanım.
Bu günlerde her işimi ben yaparım, hatta senin yaptıklarını da yapabilirim edasıyla evin içinde salınan oğlum o yapabildiklerinden birini yapmamayı tercih ediyor. Üzerini yeni giydirmişken bir dakika arkamı dönmem ile kıyafetsiz buluyorum oğlumu. Kendisinin üzerini giyinebilmesi maharetini tersi bir amaçla kullanancağı hiç aklıma gelmezdi sanırım.