30 Kasım 2018

Bağdat'dan Dönecek Hesap: Kayıp Kelimeler

Çocukların artık pokemon karekterlerini gördükleri ağacın meşe mi çınar mı, önlerine çıkan hayvanın geyik mi çakal mı olduğunu ayırt etmekten daha iyi tanıdıkları bir zamanda yaşıyoruz. Doğrusu büyükler de pek farklı durumda değiller. Bir çok esere imza atmış ödüllü bir yazar olan Dr. Robert Macfarlane çocukların doğayla aralarındaki bu mesafeyi kısaltmayı ümit ederek ilüstratör Jackie Morris ile birlikte enfes bir kitap hazırlamış.

Emanuel College'da Edebiyat ve Geohumanities alanında doçent olan Macfarlane literal hayatının başında olan okuyucu için harfleri dans ettirerek enfes çizimler gibi tadına doyulmaz bir metin ortaya çıkarmış. Akrostiş şiiirden harflerin arasından kelime bulmaya bir çok yazın güzelliği var sayfalar arasında. The Lost Words olarak isimlendirdiği kitap için okuyucu kitlesi olarak Britanya çocuklarını hedef almış. Britanya'da yaygın 20 hayvan ve bitki'yi esas alarak hazırlamış çalışmayı. Hedef Biritanyalı çocukların yaşadıkları toprakların endemik canlılarını tanıyarak büyümesini sağlamak.

Kitabın resimleri ve içeriği hakkında yazılmış Cambridge Üniversitesi internet sayfasında yayınlanmış olan bir değerlendirme yazısına şuradan , kitabın içeriğine dair görsel ve posterlere şuradan ulaşabilirsiniz.Ayrıca bu kitap ile yapılabilecek grup çalışmaları için de güzel bir şurada güzel bir rehber var.

Buraya kadar çok güzel bir haber olarak verdiğim bu gibi çalışmalar beni bir çok yeniden yapılandırmacı (recunstructive) çabalar gibi endişeye gark ediyor. İnsanoğlunun bozulmuş olan tabiatında doğaya karşı ilgi uyandırmanın imkanı, tabiattan uzak, onun taklidi olan çizimler ve seslerle ve yine ondan uzak duvarlar arkasında incelenecek bir esere bağlı olması çok zayıf bir ihtimal olarak görünüyor. Böyle bir çalışma bir çocuğu anca bir antropoloğun incelediği toplumlar ile arasında olan mesafe kadar yakın kılabilir doğaya. Nitekim yıllardır yapılan antropolojik çalışmalar dünya insanının insanlığında bir arpa boyu yol aldıramamış, bilakis incelenilen toplumlar birer meta aracı olmaktan öteye gitmemiştir. Doğa da aynı şekilde gerek "çevrecilerin" gerekse "doğaya geri dönelim çağrıcılarının" elinde bir obje olmaktan öteye gitmemektedir.
Çocukların doğa ile yakınlaşmasını dileyenlerin yapacağı tek şey doğayla insanların arasında yükseltilmiş olan duvarları yıkmasıdır. Bebekliğinden itibaren doğa ile hemhal olan, çıplak ayakla doğada koşan, düşen, yaralanan yarasını bir ağaç yaprağıyla saran, bir hayvanı kovalayan, kendini savunan bir hayvanla karşı karşıya kalan, doğada doğumu, büyümeyi ve ölümü gören, bir arı tarafından sokulan, ağaca tırmanan insanlar anca kendilerini doğaya ait hissedebilir. Tabiatla sonradan aile bağı kurmak ancak yemeğe sonradan eklenen tuzun yemeğe verdiği tat kadar sıcaklık verebilir insana...
Bu ve bu gibi eserler rehber nitelikleri bakımından çok değerli. Çocuklarını doğayla hemhal kılmak isteyen ama geleneğinden kopmuş, dolayısıyla doğasını tanımayan ebeveynlere ışık tutar nitelikte. Bir nevi ansiklopedik değeri var. Taze Kitap'ın bu alanda hazırlanmış değerli mini ansiklopedileri malumunuzdur. Türkiye'nin endemik canlılarını çocuklar için kitaplaştırmak da onlar için işten bile olmayacaktır eminim. Muhakkak ki çocuklar için hazırlanmış bu çalışmalar bilhassa okuma çağındaki çocukların doğaya dair bilgilerinin derinleşmesinde katkıda bulunacaktır.
Ancak izcilik, kayak, dağcılık, rafting v.s. gibi doğa sporlarıyla yahut tüm uygun vakitlerini köydeki akrabalarının yanında tarlada, çapada, balıkta, çobanlıkta edinilen tecrübi kazanımların çocukların tabiatında oluşturacağı doğa ünsiyeti çok daha etkin, derin, kalıcı ve gelecek nesillere aktarılabilir olacaktır. Doğayla buluşmalar mümkün olduğunca sürekli ve tabi seyrinde olmalıdır ki çocuk kendini onun bir parçası hissedebilsin.
Hasılı kelam yaşam şekil ve şemalimizde bir değişiklik yapmadan bu gibi enfes eserler eşliğinde etkinliklerle doğa ile yakınlaşma ancak bir bilim insanının laboratuvarda bir canlıyı incelemesi şeklinde bir yakınlaşma olabilecektir. Bu ise bizi ancak bir başka çıkmaz yola götürür. İstikameti Mars'a yöneltmeden bu dünyadayken zararın neresinden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder