15 Aralık 2017

Mümeyyiz Kitap Kurtlarına; Türkçe Yazılmış Kitap Listesi


Hamzaname
Hz. Ali Cenkleri
Peygamberler Tarihi
Ahmediye
Manas Destanı
Gılgamış Destanı
Dede Korkut
Ergenekon Destanı
Yazıcıoğlu Mehmed, Muhammediye (nazım siyer ), Hazırlayan:Amil Çelebioğlu, Dergah 2018.

14 Aralık 2017

Tevafuk

Hayatımda ilk kez 
bir başkasının gözündeki ışıltıya imrendim.
Duydum ki 
O başkası adaşımmış...
Tevafuk

01 Aralık 2017

Ayla Eliyle Kore'nin Yeniden Katli Uzerine








Ayla filmine gittim.

Film bittiğinde "Helal Olsun Can Ulkay'a" dedim içimden; "67 yıl sonra Kore'yi yeniden katletmiş.", "Gerçek bir hikayeye" dayanarak, "Kore gerçeğini nasıl da görünmez kılmış...".

27 Ekim 2017

Gölge Etme Anne!

 Hayli dalgın ve yorgun olduğum bir sabahtı olan biteni silkinerek fark ettiğimde. Aram'ın bir süredir devam ettiği yüzme dersleri bir şekilde onun ile yapabildikleri arasına mesafe koymuştu.

03 Ekim 2017

İslam Geleneğinden Folklorik Hikayeler

İslam Korkusuna Hikayeler Aracılığıyla Mukabele: Halk Masalları

Halk masallarının  tüm dünyada nesilden nesile ulaşan zamansız hikayeleri vardır. Sözel hikaye anlatıcılığına vesile olduğu için halk masalları kolayca hatırlanacak ve anlatılacak şekilde kaleme alınır - böylece hikaye saatleri için biçilmez kaftandırlar.  Eğlendirici ve çekici olmanın yanı sıra halk masalları ana inançları aktarmakta, kültürel değerleri yinelemekte ve ortak geçmişi paylaşmakta eşsiz bir değere sahiptir.

27 Mayıs 2017

Çocuklar İçin 30 Ramazan Faaliyeti

goodtree montessori bizler için internetten Ramazan faaliyetleri derlemiş. İlk fırsatta başlık olarak bari olsun tercüme edeceğim. Ancak tam zamanı olduğu için de paylaşmadan edemedim. 
Ümmü Sana'nin dediği gibi eğer bu listeden  istifade ederseniz bir hayır duanızı alırım :)

05 Mayıs 2017

Çocuklar İçin Ramazan Hazırlığı

Malum olduğu üzre mübarek üç ayları yarılamış durumdayız. Tüm yeryüzü sakinlerinin manevi emniyetinin sağlandığı bu aylarda maddi emniyetten uzak olsak da ibadetin tadına doyasıya varmaya çalışıyoruz. Belkide çok ibadet edemiyoruz ama zaten yapmakta olduklarımızın tadı daha bir başka oluyor.  İhsan ile dua etmeye çalışıyoruz. Yine de Ramazana yaklaşırken en sık kurduğumuz cümle olan "nerde o eski Ramazanlar" oluyor. Bunda maneviyattan çok çevresel huzur sağlayıcı faktörlerin eksikliği etkin olsa gerek. Zira ne yazık ki diğer dinlerin bayramlarının çevreyi bürüdüğü neşeye Ramazan ve diğer mübarek günlerde müstesna bir kaç bölge dışında artık pek rastlayamıyoruz. Oysa manevi huzurumuzdan yansıyan neşenin dışa taşımını görmeyi ne kadar da hakkediyor Ramazan.

23 Mart 2017

Masallar Aleminden Sesleniyorum: Burası Princeton Üniversitesi Cotsen Çocuk Kütüphanesi

Üç yıl önceydi bir vesile bir buçuk yaşında oğlumla on iki saatlik uçak yolculuğu sonunda ulaştığımız Princeton Üiversitesiyle tanışmam. Yolculuk çocuktan ve dünyalar tatlısı yaşlı bir Amerikalı olan yan koltuk arkadaşımdan değil ama tamamiyle uçaktan ve uçak firmasının kötü hizmetinden dolayı hayli rahatsız geçmişti. Ama değdi. Kavuştuğumuz beyim ve dostlarımız bir yana üniversitenin kampüsü ve civarında geçirdiğimiz bir kaç haftaya değdi.
Cotsen Çocuk Kütüphanesi ile işte böyle tanıştık.

22 Mart 2017

Kadından Topluma: Tasha Tudor

New Hampshire'in çizeri hanımefendiyle hanımefendiliğe methiye dizen satırlarıyla karşılaşmıştım. Kim bu meşhur ve gün görmüş hanım diye internette gezintiye çıktığımda ise gördüğüm fotoğraf kareleri beni büyüledi.   Sadece karelerden yaşadığı her anın hakkını verdiğini görmek mümkündü. Öylesine huzur ve emniyet içerisindeydi yüzü her işi yaparken; balta elindeyken, bir kuşu okşarken yahut bulaşıkları yıkarken, çizim yaparken, ikindi çayı içerken...

19 Mart 2017

Kadından Topluma II: Betûl Mardin



Betûl Mardin, ülkemizde fark yaratan hanımlardan sadece biri. Kendisini kendi dilinden dinleyelim.








Betûl Mardin hanımefendinin Kübra ve Büşra Sönmezışığa verdiği röportajın bağlantısı.
Bir de gelini Ayşe Arman'a verdiği röportaj var Hürriyet gazetesinde. Teknik aksaklıklar nedeniyle linki şimdi veremiyorum. Site izin verince ilave edeceğim inşallah.


16 Mart 2017

Kadından Topluma I: Necla Koytak



Geçen gün bir vesile ile İstanbul'un annelik eğitimi emektarlarından Seyhan Büyükcoşkun hanımefendinin kızı Ayşe ile tanışınca zamanın bilgi kirliliği ile hafızamın penceresinin hayli buğulandığını fark edip azıcık elimle buğuyu açmak istedim.  İlk gözüme çarpan Necla Koytak hanımefendiydi. Daha çok küçükken ailemizin ilk aktivist hanımefendisi küçük yengemin vesilesiyle gıyaben tanıdığım Necla Hanım taze annelere annelik seminerleri veriyordu. Bir araya gelebilen her hanım grubuna gidip her annenin nasıl bir okul olduğunu anlatıyordu. Annelerin anneliklerine verdiği değeri yükseltiyordu, ehemmiyeti artırıyordu.

06 Şubat 2017

Bu Alem Benim Okulum: Matematik

Akşam oturmuş Spirited Away izlerken birlikte Aram birden "Anne biz kaçız?" diye sordu. Ne demek istediğini anlamıştım aslında ama cevabı biraz dolandırmak istedim yolculuğunu merak ettiğim için. "Hepimiz biriz oğlum." dedim. "Baban bir, ben bir, Gülbeşeker bir ve Kestane bir". "O zaman biz dört müyüz?" dedi parmağıyla göstererek. "Hepimizi mi kast ediyorsun?" dedim. "Evet evet biz bu kadar mıyız?" dedi eliyle dört işaretini yaparak. "Hepimizi kastediyorsan bir kez daha hesap etmelisin bence" dedim. "Aaa anne bu kadarız" dedi eliyle beş parmağını açıp göstererek. "Yani beş"...

Henüz zorunlu eğitime bir buçuk yıl süresi varken bu iştiyakı gösterdiğine göre okula gezmeye gidecek galiba. Mevlam hayatın her yerinden tahsilini en güzel şekilde kemale erdirsin evladım. Amin!

02 Şubat 2017

Hoşça Bak Zatına

Uzun bir aradan sonra anne olmadan önce yaptığım işlerime geri dönebileceğim inşallah.

Başlangıçta pek de ara vermemiştim oysa ama ritmim hayli düşüktü. Yola devam ettiğim için bu beni hiç rahatsız etmemişti. Çünkü aynı anda bir kaç farklı sorumluluğu yürütüyordum. Bu yavaşlık çok anlaşılır ve dahi hem benim hem evladım hem de yuvamız için sağlıklıydı.

Ancak ikinci çocuk bizi çoğul teşrif etmeye karar verince bana sorumluluklarımdan bir kısımını askıya almak düştü. Zira yardımsız götürmeye karar vermiştik üç çocuğun bakımını. Kendimize güvenmiştik ebeveyn olarak.  Sadece ev içi on beşte bir destek almıştık o kadar. Bir de bizi sık sık dolaşan çocuklarımın sevgili babaannesi elimizden tutmuştu.

Gel zaman git zaman büyüğü dört buçuk yaşında olan üç çocuğumun ihtiyaçlarına yetişmek için kendi hayati özellik arz eden ihtiyaçlarımı karşılayamaz ve beyim işlerinden başını kaldırıp elini uzatamaz hale gelince bu işin böyle olmasının çok da sağlıklı bir yöntem olmadığına karar verdik. Yardıma ihtiyacımız vardı. Benim maddi manevi sağlığım için, kendim ilgilenmek istediğim çocuklarımın tahsiline zaman ayırmam ve şehir içerisinde çocukluklarını ifa, kendilerini gerçekleştirme ortamı sağlayabilmem için ve dahi bu yaşa kadar yapmakta olmaktan çok memnun olduğum çalışmalarıma devam edebilmek kendimi tazelemek ve ihtisasım olan alanda üretim yapabilmek hizmet verebilmek için bu yardımı almalıydık.

Niyetine girmemizin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu bir yılın son üç ayında ulaşabildiğimiz çocuklarımın dünyalar tatlısı oyun ablası arada sırada gelip bir nefeslik suyun üzerine çıkmamı sağlasa da daha ötesi olamıyordu. Tam zamanlı bir kişiyi de bulamamıştık. Çocuklarımızı emanet edebileceğimiz, evimizin içerisinde bizden birisi olsun istediğimiz bir kişiyle karşılaşamamıştık.

Sonunda üç gün önce bir hanım bize yol arkadaşı oldu çok şükür. Şimdilik her şey yolunda gidiyor. Çocuklar memnun, günün sonunda ben dinginim, evimizin işleri ertesi güne sarkmıyor, Aram'ın düzenini hemen kurdum. Haftaya çalışmalarım ve ikizlerin düzeni de oturacak ümidindeyim. Daha ne olsun... Binlerce hamdu senalar olsun!

Bir annelik dersi de buraya yazayım: Yardım almaktan korkma, çekinme ve utanma. Yardım iste!

Hoşça bak zâtına zübde-i âlemsin sen.
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
-Şeyh Galip

Başkasının Çocuğu Kimimiz Olur?

by Mitra Shadfar
 İlk çocuğumun bir yabancı tarafından ilk defa canının yakıldığı gün dün gibi aklımda. Doğduğu günden itibaren anbean artan muhabbetim üçüncü aylarında olan çocuğumun gözüne toz kaçsa yüreğimi hoplatacak hale getirmişti beni. Ancak genelde soğukkanlı görünen yapım hem çocuğumu sükunetli kılıyor hem de kriz anlarında heyecanımın galebe gelip meselenin çözümüne odaklanmama engel olmasına izin vermiyordu. Alevler dindikten sonra ya bir müddet sükunete gömülüyor ya da sessizce ağlıyordum. Ağlayamazsam uzun süre boğazımda bir yumru oturup duruyordu.

Bir gün beyimle oğlumu bebek arabasına yerleştirmiş evimizin yakınındaki markete alışverişe ve biraz da dolaşmaya çıkmıştık. Alışverişimizi yapmış kasada sıraya girmiştik ki arkamıza bizim gibi çocuklu bir aile gelmişti. Anne, bir buçuk yaşlarında bir çocuk ve sekiz on yaşlarında ablasından oluşan aile bizim gibi neşeli ve biraz farkla hareketliydi. O yaşlarda çocuğu olanlar bilirler, yürümenin tadına henüz varmış çocukları bir yerde zapt etmek hayli zordur. Zavallı ablası miniği idare etmek için çabalayıp duruyordu. Beyim çocuğumu önden itmiş kasada ödeme yapıyordu ben de hemen arkasındaydım ki çocuğumuzun çığlıyla ona yöneldik. Yüzünde minik bir kan damlası vardı avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Beyim hızla kemerlerini söküp çocuğu kucağına aldı ve ben durumu o an anladım. Arkamızdaki hanımın küçük oğlu minik bebeği merak etmiş biraz ilgi göstermişti gözle kaş arasında. Hanım üzüntüyle "Bir şey olmuş mu?" diye sorduğunda beyim "Olmuş tabi" dedi üzüntüyle ve bana kasayla ilgilenmemi rica edip dışarı çıktı çocukla. Ben ise onların selametinden emin olunca hemen arkama dönüp hanımı sakinleştirmeye, çocuğunun küçük olduğunu anlatmaya çalıştım. Bu kazaların olmasının çok normal olduğunu söylemeye çalışıyordum kadıncağızın durmaksızın özür dileyen cümlelerinin arasında. Elinden  tuttum "Gerçekten önemli değil, geçer gider, minik bir çizik sadece" diyebildim ama bu  sözlerim hanımın üzüntüsüne teselli olamadı maalesef.

İşimi bitirip dışarı çıktığımda artık çocuğum ağlamıyordu. Sarıldım, kokladım onu.
Beyime sakince olayın üzücü olduğunu ama çaresiz anneye sakinleştirici bir iki ifadeyi çok görmememiz gerektiğini söyleyiverdim kapının dışında. O bizim canımız yavrumuzdu muhakkak  ama çok minik bir hasardı olan. Çok daha büyüğü de olabilirdi yanlışlıkla. Daha kim bilir nelerle karşılaşacaktık. Bize emanet olan bu yavru ve diğer yavrular için güçlü ve adil olmalıydık.

Bu sırada hanım dışarı çıkıp bebeğimizin durumunu kontrol etmek istediğinde beyimden teskin edici ifadeleri duydu şükür. "Geçti gitti, merak etmeyin." dedi daha sakin bir sesle. Güzel dileklerle ayrıldık birbirimizden.

İçim çok yanmıştı. Olay sona ermişti ve benim acımı çekme zamanım gelmişti. Ağlayamamıştım, boğazıma bir yumruk oturmuştu. Biraz yürüyelim dedik rüzgarlı sonbahar havasında. Yürüdük yürüdük, başımızdaki ağrı kalbimizdeki acı dinmedi. Oysa ne küçüktü savaş çocuklarının, hastanede yatan çocukların ve sokak çocuklarının acıları yanında... Yine de ağırdı taze ana baba yüreğine...

Bütün bunları beş yıl sonra hatırlamam, anlatmam son zamanlarda çocukların birbirlerine yaptıklarını mesele haline getirenlerden yorulmamdan ileri geliyor.

by Majid Arvari
Şöyle ki, bir buçuk yaşında olan evladımın incittiği bir çocuğun annesi ben onun yavrusunu alıp okşar, teselli eder ve severken benimkini kucağına alıp "kardeş cici ama tamam mı güzelim" diyebilirken onu okşar öperken, diğeri "bir daha yaptığını görürsem kızacağım ama" deyip işaret parmağını sallayabiliyor veya yapılanı tasvirlerle içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor. İkinci yaklaşımdaki anneler ile o kadar fazla karşılaşıyorum ki başkalarının çocuklarına da çocuk olma hakkı tanıyan, normali kendi evladının özellikleriyle sınırlamayan anneleri gördüğümde rüyada mıyım diye kendimi çimdiklemek istiyorum.

Annelere ve çocuklara hayatı zor kılmakta en büyük maharet yine annelere ait anlaşılan. Bu da annelik sürecinde edindiğim hayat dersleri arsında bulunsun.

Selamet ve sükunet dilerim tüm annelere...
Bir de çok güçlü ve kocaman bir yürek tüm dünyanın çocuklarını kuşatabilecek...

31 Ocak 2017

06 Ocak 2017

Anneler Neden Geç Yatar

Bir toplantı raporunu yazmak üzere başına oturduğum bilgisayarın açık olan pencerelerinden birinde bir babanın gözünden anne hislerine tutulmuş bir projektör niteliğinde bir yazı vardı okunmak üzere bekleyen.