 |
| Hasan Aycın |
Aşağıda birbiriyle hiç alakası olmayan iki ayrı video bulacaksınız. Birisi Simone de Beauvoir ile İkinci Cinsiyet kitabı çerçevesinde feminizm üzerine yapılan gayet keyifli bir röportaj. Diğeri ise Barkın Bayaoğlu nam-ı diğer Altın Elbiseli Adam'ın (AEA) motorsiklet ile Paris'den İngiltere'ye yolculuğu ve bu yolda giderken anlattığı The Economist dergisinin kuruluş hikayesi.
Bu iki birbiriyle alakasız videoda birbirinden habersiz uzatılan bir parmak var. Parmaklar aynı istikamete uzatılıyor ancak Simone de Beauvoir o yönde başka bir şey olduğunu iddia ediyor. Onu feminist kılan da bu yaklaşımı.
Parmakların işaret ettiği istikamette çağın kanımca en büyük musibeti: Kapitalizm var. Beauvoir'in bahsettiği kadınların mağduru olduğu tüm problemler sanayi kaynaklı doymak bilmeyen iştahın neden olduğu problemler. O kadar uyanıkça yön saptırıyor ki failler, kadınlar kendileri ile beraber mağdur olan hem cinslerine (insan olmakla) yöneltiyor okları kendilerine zulmedenlerin erkekleri siper aldığını görmeksizin. Bu yolla kapitalizme yeni yeni pazarlar da açarak...
Peki Altın Elbiseli Adamın bu hikaye ile ne alakası var diyeceksiniz? Yok aslında. Sadece videoda anlattığı bir The Economist dergisi açılışı detayı zulmün büyüklüğünü göstermek açısından etkili bir detay. Bu detay bana geçen yıllarda Şubat ayında İngiltere'nin büründüğü hali görüp "Bir devlet halkına bu zulmü niye yapar?" sorduğumda aldığım cevabı pekiştirmekten öte gitmedi. Cevap acıydı: Çünkü halkın sadece kendi emellerine itaat etmelerini istiyor. Daha ileri gidip: Minik tanrıları mı oynuyorlar? diye sorduğumda maalesef evet cevabını aldım. Konuştuğum kişi İngiltere'de çalışmalarını yapay zeka üzerine sürdürüyordu.
Feminist tartışmalarını çok erken yaşlarımda hayli anti feministçe bulurdum. Zamanla daha acıklı bir manzaraya büründü gözümde. Geldiğim nokta budur.
Simone de Beauvoir: Neden Feministim? (1975)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder