02 Eylül 2016

Ayrılıkçı Bir Yazı


Bu gün çok sevdiğim bir arkadaşım 15 Temmuz sonrasında yaşadığı olumsuz tecrübelerden bahsederken kızgınlıkla o meşum gece hakkında "Kurtuluş Savaşı mıydı sanki?" dedi ve sonrasında yine başka bir hatıra vesilesiyle insanların #Türkiye'de #darbegirişimi gecesi sokağa çocuklarıyla çıkmalarını anlayamadığını ifade etti.
Dünya görüşlerimiz ayrı olan bir arkadaşım olmasından dolayı yine çok beğendiğim ama dünya görüşüm ayrı olan başka birisinden referansla o gece dışarıda olmanın inançla alakasına dikkat çektim. Ayrıca o gece sokağa çıkan herkesin vatanı savunmaya çıktığını, kendileri ve çocukları için esaret ve/veya ölümün evde gelmesindense sokakta vatanı savunurken gelmesini tercih ettiklerini yani bunun bir el ele var olma çabasından ibaret olduğunu anlattım. Ne kadar anlaşılır oldu bilemiyorum... Arkadaşımla ikimizin en büyük derdimiz: "fikir farklılıklarımızın aramızda husumete neden olmaması". Cümle tamamen ona ait. Ben de aynı fikirdeyim ki birbirimizi pek severiz.
Ancak aradan saatler geçmesine rağmen o geceye dair ağızdan kaçan sözleri kalbimi sızlatıp duruyor, acıdan kıvranıyorum. O gecenin siyasi iktidarın gecesi gibi yaklaşmamıza bir yandan eğer öyleyse başkalarının acılarına değer vermememize diğer yandan üzülüp duruyorum. 
Merak ediyorum;
O gece vatanı savunmaya çıkanlar Cumhuriyet gazetesi yazarları olsaydı mesela, yanına bir kaç solculuğuyla meşhur kişi siz söyleyin Tarık Akan falan olsaydı ve Atatürkçü Düşünce Derneği müntesipleri (manası çok karışık bir kavram olduğu için "gezici" demeyeceğim ve dolayısıyla gezi parkı eylemine katılanları zikretmeyeceğim)... Bir de şöyle başına boynuna sarı-kırmızı-yeşil örtüler dolamış özerklik yanlısı Kürtler olsaydı ön saflarda. Şehit listesinin çoğunluğunu "sağcı", "muhafazakar", "dinci". "yandaş" ve hatta kimilerinin işidçi sandığı "diğer tarikat müntesipleri" oluşturmasaydı da zafer işaretleri, sol yumruklar ve onuncu yıl marşlarıyla savundukları vatan saflarında hain Fetö askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutulan ve sonunda bir cemaatin "dinci" müntesibi tarafından vurulmuş olan "beyaz Türkler" bulunsaydı onların yerinde 
ne olurdu?
nasıl olurdu?
Yani yaklaşık 250 şehit ve onca gazi ülkenin sağından değil de solundan gelseydi o gece vatanı silahlılara karşı silahsızca savunanların sergilediği görüntü "vandalizm"den vatanperverliğe doğru kayabilir miydi manalar dünyasında? 
Biz ne zaman biz olabileceğiz?
Biz nedir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder