Halk masallarının tüm dünyada nesilden nesile ulaşan zamansız hikayeleri vardır. Sözel hikaye anlatıcılığına vesile olduğu için halk masalları kolayca hatırlanacak ve anlatılacak şekilde kaleme alınır - böylece hikaye saatleri için biçilmez kaftandırlar. Eğlendirici ve çekici olmanın yanı sıra halk masalları ana inançları aktarmakta, kültürel değerleri yinelemekte ve ortak geçmişi paylaşmakta eşsiz bir değere sahiptir.
Bir çok halk masalı bilhassa sûfi ve derviş geleneğinden türemiş olanlar bir çok Müslüman ülke genelinde bilinmektedir. İp Eğiren Fatıma ve Çadır ve Zevzek Tavuk hikayeleri Ortadoğu'dan Çin'e değişik formalarda da olsa bilinir.
Halk masalları aynı zamanda cesaret, beceriklilik ve güven fikirlerini çocuklara (ve yetişkinlere) davranış modeli olması için hikayelerin içerisine örer . Hikayenin bir parçası olan zorlayıcı durumlarla karakterlerin iyi ya da kötü bir karar alması gerekir. Bu çocuklarımıza davranışımızın nasıl iyi yahut kötü sonuçlarının olduğunu gösterir.
Buyurun bizim İslam geleneklerinden gelen; kişiye muhakkak diğer kültürlerin değerleri, inançları, tarihleri ve gelenekleri hakkında bir anlayış kazandıracağı hayali dünyalara yelken açtıran ve sıklıkla kendi dünyalarıyla benzerlikler kuran, en sevdiğimiz hikayelerimizi okuyun.
İSLAM GELENEĞİNDEN MASALLAR
Emir Hamza'nın Kaçırılması: Hamzaname veya Hamza Hikayesi destanın muhteşem çizimleri ile görevlendirilen Moğol imparatoru Ekber'in en sevdiklerindendi. Bu macera hikayeleri gözü pek prensesler, ejderhalar ve uçan cin(demon)lerden bahsederdi ve hikayeler tüm İslam dünyasında şöhret bulmuştu. Emir Hamza'nın Kaçırılması asıllarından mülhem karmaşık Moğol minyatür çizimleriyle yeniden anlatılmış böyle bir hikayedir. Moğol sanatı üzerine etkileşimi ile şahane bir kurgu okuması.
Ali Baba ve Kırk Haramiler: Meşhur "Açıl susam, açıl!" deyişinin arkasındaki hikaye. İşte Ali Babanın ormana yolculuğunun onu bir maceraya ve gizli hazine mağarasının servetine sürüklemesi ve kırk haramiyi atlatması. Harika bir kurgu dünyası, ilk anlatıldığından asırlar sonra bugün bile dikkat çekici bir değer.
İp Eğiren Fatma ve Çadır: İdris Şah'ın çocuklar için sûfi hikayelerinden bir başka güzel çizimli eseri. Bu hikaye Marakeş'den Mısır'a, Türkiye ve Fatma'nın hayatının tüm talihsizliklerinin anlamını bulduğu Çin'e okyanuslar boyu yolculuk eder. Bu hikaye İdris Şah'ın bir çok sözlü sûfi hikayesinin bir bölümüdür.
Ekber ve Birbal: Ekber, Hindistan'ın en büyük yöneticilerinden biri olarak anılan III. Moğol imparatorudur. Onun saltanat devri kültürel ve ilmi tekamül ve dinler arası müsamaha devriydi. Hindu halkının benzeşme ve bütünleşmesi üzerine çalışıyordu, birçok Hindu danışman edindi, dinler arası evliliği ve kutlamaları teşvik etti, Müslüman olmayanlar üzerine vergileri feshetti. Birbal Ekber'in sarayındaki bu bakanlardan biriydi ve dokuz danışmanının bulunduğu divanının üyesiydi.
Keskin zekası ve ince espri anlayışıyla ile meşhurdu. Ekber ve Birbal'in bu hikayeleri küçükler ve büyükler arasında aynı şekilde meşhurdur ve Güney Asya folklörün vazgeçilmez bir kısmını oluşturur. Bu hikayelerin büyükler için ve küçükler için ayrı basımları mevcuttur.
İsimsiz Çocuk:
Bu büyüleyici masal bir bilgenin ebeveynine ona isim koymamalarını tavsiye ettiği bir çocuk hakkındadır. "İsimsiz" ismi için yanıp tutuşur ve rüyasını bir arkadaşının ismiyle değiştirmek ister. Merak uyandırıcı bir sihirli masal hayal dünyanızı kesinlikle canlandıracak. Bu masal İdris Şah'ın sözlü sûfi masallarından biridir.Kaynak: Folktales From Islamic Traditions
Tercüme: Saliha Kızılkaya
Muhteşem! Uzun zamandır bekliyordum bunu çevirmeni. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Dert görmeyesin!
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Çok sevindim.
Sil