02 Şubat 2017

Başkasının Çocuğu Kimimiz Olur?

by Mitra Shadfar
 İlk çocuğumun bir yabancı tarafından ilk defa canının yakıldığı gün dün gibi aklımda. Doğduğu günden itibaren anbean artan muhabbetim üçüncü aylarında olan çocuğumun gözüne toz kaçsa yüreğimi hoplatacak hale getirmişti beni. Ancak genelde soğukkanlı görünen yapım hem çocuğumu sükunetli kılıyor hem de kriz anlarında heyecanımın galebe gelip meselenin çözümüne odaklanmama engel olmasına izin vermiyordu. Alevler dindikten sonra ya bir müddet sükunete gömülüyor ya da sessizce ağlıyordum. Ağlayamazsam uzun süre boğazımda bir yumru oturup duruyordu.

Bir gün beyimle oğlumu bebek arabasına yerleştirmiş evimizin yakınındaki markete alışverişe ve biraz da dolaşmaya çıkmıştık. Alışverişimizi yapmış kasada sıraya girmiştik ki arkamıza bizim gibi çocuklu bir aile gelmişti. Anne, bir buçuk yaşlarında bir çocuk ve sekiz on yaşlarında ablasından oluşan aile bizim gibi neşeli ve biraz farkla hareketliydi. O yaşlarda çocuğu olanlar bilirler, yürümenin tadına henüz varmış çocukları bir yerde zapt etmek hayli zordur. Zavallı ablası miniği idare etmek için çabalayıp duruyordu. Beyim çocuğumu önden itmiş kasada ödeme yapıyordu ben de hemen arkasındaydım ki çocuğumuzun çığlıyla ona yöneldik. Yüzünde minik bir kan damlası vardı avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Beyim hızla kemerlerini söküp çocuğu kucağına aldı ve ben durumu o an anladım. Arkamızdaki hanımın küçük oğlu minik bebeği merak etmiş biraz ilgi göstermişti gözle kaş arasında. Hanım üzüntüyle "Bir şey olmuş mu?" diye sorduğunda beyim "Olmuş tabi" dedi üzüntüyle ve bana kasayla ilgilenmemi rica edip dışarı çıktı çocukla. Ben ise onların selametinden emin olunca hemen arkama dönüp hanımı sakinleştirmeye, çocuğunun küçük olduğunu anlatmaya çalıştım. Bu kazaların olmasının çok normal olduğunu söylemeye çalışıyordum kadıncağızın durmaksızın özür dileyen cümlelerinin arasında. Elinden  tuttum "Gerçekten önemli değil, geçer gider, minik bir çizik sadece" diyebildim ama bu  sözlerim hanımın üzüntüsüne teselli olamadı maalesef.

İşimi bitirip dışarı çıktığımda artık çocuğum ağlamıyordu. Sarıldım, kokladım onu.
Beyime sakince olayın üzücü olduğunu ama çaresiz anneye sakinleştirici bir iki ifadeyi çok görmememiz gerektiğini söyleyiverdim kapının dışında. O bizim canımız yavrumuzdu muhakkak  ama çok minik bir hasardı olan. Çok daha büyüğü de olabilirdi yanlışlıkla. Daha kim bilir nelerle karşılaşacaktık. Bize emanet olan bu yavru ve diğer yavrular için güçlü ve adil olmalıydık.

Bu sırada hanım dışarı çıkıp bebeğimizin durumunu kontrol etmek istediğinde beyimden teskin edici ifadeleri duydu şükür. "Geçti gitti, merak etmeyin." dedi daha sakin bir sesle. Güzel dileklerle ayrıldık birbirimizden.

İçim çok yanmıştı. Olay sona ermişti ve benim acımı çekme zamanım gelmişti. Ağlayamamıştım, boğazıma bir yumruk oturmuştu. Biraz yürüyelim dedik rüzgarlı sonbahar havasında. Yürüdük yürüdük, başımızdaki ağrı kalbimizdeki acı dinmedi. Oysa ne küçüktü savaş çocuklarının, hastanede yatan çocukların ve sokak çocuklarının acıları yanında... Yine de ağırdı taze ana baba yüreğine...

Bütün bunları beş yıl sonra hatırlamam, anlatmam son zamanlarda çocukların birbirlerine yaptıklarını mesele haline getirenlerden yorulmamdan ileri geliyor.

by Majid Arvari
Şöyle ki, bir buçuk yaşında olan evladımın incittiği bir çocuğun annesi ben onun yavrusunu alıp okşar, teselli eder ve severken benimkini kucağına alıp "kardeş cici ama tamam mı güzelim" diyebilirken onu okşar öperken, diğeri "bir daha yaptığını görürsem kızacağım ama" deyip işaret parmağını sallayabiliyor veya yapılanı tasvirlerle içinden çıkılmaz bir hale getirebiliyor. İkinci yaklaşımdaki anneler ile o kadar fazla karşılaşıyorum ki başkalarının çocuklarına da çocuk olma hakkı tanıyan, normali kendi evladının özellikleriyle sınırlamayan anneleri gördüğümde rüyada mıyım diye kendimi çimdiklemek istiyorum.

Annelere ve çocuklara hayatı zor kılmakta en büyük maharet yine annelere ait anlaşılan. Bu da annelik sürecinde edindiğim hayat dersleri arsında bulunsun.

Selamet ve sükunet dilerim tüm annelere...
Bir de çok güçlü ve kocaman bir yürek tüm dünyanın çocuklarını kuşatabilecek...

2 yorum:

  1. Beraber yürüyoruz o yollarda. Bazen başka bir zaman çizgisinde ama beraber.. :)

    YanıtlaSil
  2. Birisinin daha benimle aynı sızıyı taşıması çok üzücü. Mevlam hepimizi muhafaza buyursun.

    YanıtlaSil