24 Ekim 2016

Bu Alem Benim Okulum: Elif Ba ve Hz. Nuh

4 yaş 4 ay 4 gün oldu bu gün Aram.

Geleneksel diz dibi eğitiminin başlama zamanı. Teberrüken de olsa başlamak istedim diz dibi eğitimine, tedrise. Vardır bir bildikleri eskilerin. Hayli sorgulamacı bir yapım var ama yine de bazen "vardır bir bildikleri" cümlesine sığınıyorum. Geleneğin güvenli kollarına...
 Aram'ın ilk üstatları babası ile benim. Ona Kur'an dersi vermeyi düşündüğümde babasıyla istişare ettik ve benim üç çocuğumuzun meşguliyeti esnasında buna zaman ayırmayı düşünmeme çok sevindi. İlk ders seçeneğimiz Kur'an'dı hep. Kulağına ilk dolan ile masa başında ilk öğrendiğini buluşturmak istiyorduk. İlk defa bir dersi teklif edecektim Aram'a. Teklif edecek ve istemezse o an için vazgeçecektim. Daha sonra istediği bir vakte kadar. İstememek ne kelime... On dakikalığına diye niyet ettiğim dersin süresi bir saati geçti.
Her zaman masasında duran Kur'an'ı elime aldım ve ona açtım "Bu kitabı tanıyor musun?" dedim. "Evet." dedi. "Peki hangi kitap bu kitap?"dedim, "Kur'an." dedi. "Onu okumak ister misin?" dedim. "Okumayı öğrenmek ister misin?" Gözleri mutlulukla parlayarak "Evet." dedi.
Önce Aram çok küçükken onun için Ürdün'den sipariş verdiğim Arapça alfabe kartlarını çıkardım. Aram onlarla zaman zaman oynardı. Kartlara hayli aşinaydı. İçlerinden Arapça Alfabenin ilk dört harfini seçtim. İlkinden sonraki üçü aynı şekildeydi. Harfleri her seferinde şekillerine göre gruplandırarak verecektim.  Harflerin isimlerini ve o harfle başlayan kelimeleri sesli tekrar ettik birlikte ve sırayla.   O harfle başlayan kelimeler hayvan isimleriydi ve Aram hayvanları çok sever. Bunun harfi hatırlamayı pekiştirici olduğunu düşünüyorum. Bir de öğrendiği harfle başlayan onun sevdiği başka bir şeyin ismi var ise onu da ilave ettim. Hatta Türkçe isimleri de...


Harfleri yeterince tekrar ettiğine kanaat getirince oyun hamuru ile harflerin şekillerini yapmayı teklif ettim. Tekrarı onun sıkılmayacağı ve de çalışmayı sulandırmayacağı sınırda bıraktım. Defalarca kere tekrar edecektik zaten ve aslında aşinalık kazanması idi amacımız. Öğrenirse ne ala ama acele etmek istemedim. Birlikte oyun hamuru ile harf şekillerini yaptık ve neye benzediği üzerinde konuştuk her birinin.
En son daha önce youtube'da onun için hazırlayıp listelediğim Arapça alfabe ve ayrı ayrı harfleri öğretmeyi hedefleyerek hazırlanmış klipleri açtım seyredip dinlemesi için.
"Bu günlük bu kadar" diyecektim. Süre hayli ilerlemişti. Ancak oğlum birlikte yaptıklarımızdan çok mutluydu. "Kağıttan kocamaaaan bir gemi yapalım mı?" dedim. "Nuh Peygamber'in gemisini..." Çok sevindi ve " Bu harika bir fikir!" dedi.
Ben gemiyi yaparken o da beni seyretti ve ona anlattığım Nuh Tufanı hikayesini dinledi. Geminin yapımı bittiğinde "Hadi sen de hayvanlarından birer tane yerleştir gemine."dedim, havalara uçtu. Heyecanla odasına gitti ve ve hayvan kutusunu getirdi. Birer birer neden onu da seçtiğini anlatarak hayvanları gemiye yerleştirdi.
Derslerimizi evimizin pencere olan duvarı hariç üç duvarının kitaplıkla çevrili olduğu çalışma odasında yapacağız. Orada Aram'ın da bir minik masa ve taburesi var. O odanın ciddiyetine vakıf olduğundan dolayı bilhassa orayı seçtim ders hakkında intibasına etkide bulunması için. Onunla ciddi bir konuşma yapacağım zaman da o odada konuşmayı tercih ediyorum. Mekanın sözün hafızada kalıcılığına etkisine inancım büyük.
Mübarek olur inşallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder